YÜKLENİYOR...

Ünlülerin Başarı Hikayeleri

İşte Size Gerçek Bir "Azmin Zaferi" Öyküsü!

İşçi Cengiz Doğan dışarıdan orta ve liseyi bitirdi. 36 yaşında tıbba girdi hastanede çalışıp okudu. SSK'dan emekli olurken doktorluğa başladı.

Kırıkkaleli Cengiz Doğan'ın hayat öyküsü, azmin nelere kadir olduğunun kanıtı. Doğan 2 yaşındayken babası cezaevine girdi, 8 yaşında annesini kaybetti. Dedenin maddi gücü olmadığı için ilkokuldan sonra okuyamadı.

Çocuklarıyla aynı yıl sınava girdi
Çoçuk yaşta işçiliğe başladı. Hep doktor olmayı hayal etti. Eşinin desteğiyle 28 yaşında dışarıdan ortaokula başladı. Orta ve liseyi birincilikle bitirdi. 36 yaşında çocuklarıyla üniversite sınavına girdi.

ŞİMDİ BİLECİK'TE DOKTORLUK YAPIYOR
Sivas Tıp Fakültesi'ni kazandı. Fakülte hastanesinde iş buldu, gece çalışıp gündüz okudu. Hastaneden emekli olurken fakülteden de mezun oldu. 14 yıldır doktorluk yapıyor ve ikinci emekliliği bekliyor.


Gece çalışarak işçi emeklisi gündüz okuyarak doktor oldu

28 yaşında gittiği ortaokul ve liseyi birincilikle bitirip 36 yaşında tıp fakültesini kazandı. Gece işçi olarak çalışıp, gündüz okuyarak fakülteden hem emekli, hem mezun oldu. Cengiz Doğan 14 yıldır doktorluk yapıyor.

CENGİZ Doğan hayata gözlerini açtığında ailesini sevince boğmuştu. Ancak mutluluk dolu başlayan hikayesi kısa sürdü. Henüz 2 yaşındayken babası cezaevine girdi. Annesiyle de uzun yıllar geçiremedi; 8 yaşındayken çok sevdiği annesini kaybetti. Uzun yıllar annesinin arkasından ağladı.

Hayatta kimsesiz kalan Doğan, dedesi ve halaların yanında yaşamaya başladı. Dedesinin ekonomik durumu iyi değildi. Bu yüzden ilkokulu zar zor bitirdi; sonra da okumaya ara vermek zorunda kaldı. Oysa en büyük hayali doktor olmak, hastaların yardımına koşmaktı. Her şeye rağmen içindeki okuma aşkını hiç dindiremedi. Kaderine boyun eğmemeye

HAYALİNDEN VAZGEÇMEDİ
KÜÇÜK yaşına rağmen ufak tefek işlerde çalışmaya başlayan Cengiz Doğan, Makine Kimya Enstitüsü'nün açtığı çıraklık kursuna yazıldı. Tam 2 yıl yatılı eğitim gördü, kursu birincilikle bitirdi. 1961 yılında da MKE'de tornacı olarak işe başladı. Kısa süre sonra da ilk görüşte aşık olduğu Sema Doğan ile hayatını birleştirdi. 4 çocukları oldu. Mutlu bir yuvası ve canından çok sevdiği çocuklarına rağmen Cengiz Doğan'ın bir yanı hep eksikti.

Okuyup, doktor olmalıydı. Eşinin de desteğiyle gece okullarına yazıldı. Gündüz çalışıyor, geceleri ise okula gidiyordu. 8 yılda ortaokulu ve liseyi birincilikle bitiren Doğan, 1982 yılında da üniversite sınavına girdi. Eğitim hayatında gösterdiği başarıyı bu sınavda da yakalayan Doğan, 36 yaşında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı.

Hayalleri gerçek olmuştu. Ancak çocukları da kendisi gibi üniversite öğrencisiydi. Onların eğitimi için para kazanması gerekiyordu. Bu nedenle, üniversite hastanesinin kan merkezinde çalışmaya başladı. Gündüz okula gidiyor, gece çalışıyordu.

MEZUN OLMADAN EMEKLİ!

YAŞADIĞI tüm acılara rağmen sıkı sıkıya tutunduğu hayatta gece çalışıp, gündüz okuyan Doğan; mezun olmasına iki yıl kala, çocukluğundan beri çalıştığı için SSK'dan emekli oldu. 1988 yılında da mezun olup, 42 yaşında hayallerindeki beyaz önlüğü giymeye hak kazandı.

Çektiği kurada tayini Hakkari'nin Çukurca İlçesi'ne çıktı. Çocuklarının eğitimini tamamlamamış olması nedeniyle Hakkari'ye gitmek istemedi. Eşinin memleketi Bilecik'teki bir şirkette işçi statüsünde asgari ücretle yaklaşık 1 yıl çalıştı; ikinci kurada ataması Bilecik'e yapıldı.

ÇOCUKLARIYLA MEZUN OLDU
BİLECİK Devlet Hastanesi'nde 1990 yılında acil bölüm doktoru olarak göreve başlayan Cengiz Doğan'ın bu süreçte büyük kızı Jale ziraat mühendisi, küçük kızı Lale biyolog, büyük oğlu Cem Doğan doktor, en küçük oğlu Can Doğan da inşaat mühendisi oldu. Kırıkkaleli Cengiz Doğan'ın hayat hikayesi çok isteyerek neler başarılabileceğinin en güzel kanıtı.

Okumanın yaşı yoktur diyen Dr. Cengiz Doğan, hissettiklerini şu sözlerle anlatıyor: "Hayatta her şeyi gördüm. Her acıyı tattım. İşçi olarak çalıştığım arkadaşlarımın bana verdiği paralarla okudum. Hem kendim okudum, hem de çocuklarımı okuttum. Okuyan herkesin yanındayım. Hastalarıma okumanın güzelliklerini anlatıyorum. Çok mutluyum. Ölsem de gözüm arkada kalmayacak. Çocuklarımın da okuyarak iyi meslek sahibi olmaları beni mutlu etti."

SABAH GAZETESİNDEN ALINMIŞTIR.