YÜKLENİYOR...

Kısa Hikaye Örnekleri

Ziftlenmek - VAKTİYLE BOĞAZ'DA İKİ ZENGİN, birbirine yakın iki yalıda yaşıyorlarmış. Her ikisi de sandallarını iki ayrı adama ziftletirlermiş. Fakat birinin bu iş için ödediği para diğerinin ödediği paranın hemen hemen yarısı kadarmış. Sandalının ziftlenmesi için diğerinin ödediğinin yarısını ödeyen adam, kâhyasına bunun sebebini sorduğu vakit, kâhya, "Efendim" demiş, "o sandalla ziftlenen başkaları da var, onun için."
 
Bey, kimmiş onlar diye sorduğunda, kâhya bu işten faydalananları kastederek şu cevabı vermiş:
"Kayıkçı ziftlendi, bahçıvan ziftlendi, bekçi ziftlendi. Ziftlendi de, ziftlendi..."
Bu deyim, haksız kazanç sağlamak mânâsında kullanılır.
 
Zülf-i yare dokunmak  - BİR AŞIĞIN SEVGİLİSİ çok alıngan ve her sözün altında başka mânâlar arayan evhamlı bir güzelmiş. Güzelliği eşi bulunmaz derecede göz kamaştırıcı olmakla beraber, evham ve alınganlığı da güzelliğinden daha üstün ve çekilmez durumdaymış.
Yüzünün iki tarafından sarkan zülüfleri varmış. Aşık delikanlının en çok hoşuna giden de bu zülüfler-miş. Bir gün onları bukle bukle sarkan ipeklere benzetecek olmuş, güzel gücenmiş:
 
"Demek benim zülüflerim ipek telleri gibi cansız ve ruhsuz geldi sana öyle mi..." diye sitem etmiş.
Genç aşık bir gün sevgilisiyle bahçede gezerken, hırçın ve hoyratça esen rüzgara kızmış;
"Benim sevgilimin zülüflerini dağıtıyorsun" diye söylenmiş. Nazlı güzel bunda da bir mânâ bulmuş:
"Anlıyorum, sen rüzgarı bahane ederek benim dağınıklığımı yüzüme vurmak istiyorsun. Saçlarımı ve zülüflerimi taramadığımı ima ediyorsun" demiş.
Zavallı aşık artık o hale gelmiş ki, "ne desem zülf-i-yare dokunuyor" diyerek, zülüf sözünü ağzına alamaz
olmuş.
Bu söz, hassas konular hakkında imâli sözler söyleyerek, başkalarını tenkid etmek veya gücendirmek mânâsında kullanılır.